Dünya Su Forumu’nda skandal!

Birleşmiş Milletler’e bağlı çalışan UNESCO-IHP, resmi forumdan çekilip, muhalifler tarafından hazırlanan alternatif foruma girmek için başvuruda bulundu.

Özgür Gürbüz- Gazete Habertürk / 11 Mart 2009 *

Beş gün sonra İstanbul’da yapılacak olan Dünya Su Forumu’nda dün büyük bir skandal yaşandı. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu’nun (UNESCO) – Uluslararası Hidrolojik Programı (IHP), Dünya Su Forumu içerisinde, İSKİ ve TÜRKKAD (Türk Kadınları Kültür Derneği) ile organize ettikleri oturumdan çekilip, Alternatif Su Forumu’na katılmak için başvuruda bulundu.’nin Su ve Kültür başlıklı oturumdan çekilme nedeni ise, su ile kültürel çeşitlilik konuları arasındaki karşılıklı ilişkinin tartışılmasını, İSKİ ve TÜRKKAD’ın kabul etmemesi. Gazete Habertürk’ün ele geçirdiği yazışmalarda, UNESCO-IHP sorumlusunun, bu itirazlara, “Tam tersine, su ve kültür arasında bilimsel bir ilişki olduğu ve sürdürülebilir su yönetimi açısından önemli olduğu” yanıtı veriliyor. Yetkili, itirazların kabul edilmesinin, IHP’ni temel değerleriyle çeliştiğini, bu nedenle de oturumun olası sonuçlarını paylaşmamak amacıyla çekilme kararı aldıklarını belirtiyor. TÜRKKAD yetkilisi Ümit Ceylan konuyla ilgili bugün (11 Mart 2009) açıklama yapacaklarını söylerken, konuştuğumuz UNESCO-IHP yetkilisi bir açıklama yapamayacağını belirtti.

“Resmi forum” olarak da adlandırılan, Dünya Su Forumu’nun düzenleyicileri arasında Dünya Su Konseyi, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi bulunuyor. Kulislerde, özellikle DSİ’nin tartışmalı projeler arasında yer alan Allianoi ve Hasankeyf’i sular altında bırakacak Ilısu Barajı projelerinde karşısına çıkan suyla ilişkili kültürel konuları, uluslararası konferansta gündeme getirmekten kaçındığı konuşuluyor.

* Haber, teknik bir arızadan ötürü gazetede isimsiz yayımlanmıştır.

Resmi makamlar ilk celsede yok

İstanbul’da düzenlenecek 5. Dünya Su Forumu öncesi, tartışmalı su projelerini masaya yatıran ve uluslararası uzmanlardan oluşan mahkeme heyeti davaları görmeye başladı. İlk gün, Munzur Nehri ve Amazonlardaki Maderia Nehri üzerindeki barajların duruşması yapıldı, davalı konumundaki resmi makamlardan katılım olmadı.

Özgür Gürbüz - Gazete Habertürk / 11 Mart 2009 *

David Barkin, daha önce 5 ayrı ülkede kurulan su mahkemelerinin amacını, gezegen ve insanlar için sivil toplumun soru sorma ve inceleme hakkını, bir insan hakkı olarak kabul edilmesini sağlamak olarak tanımlıyor. Barkin, İstanbul'da kurulan mahkemenin jüri heyetine başkan yardımcılığı yapıyor. Yale Üniversitesi'nde doktorasını yapmış bir profesör. Kendisiyle birlikte yedi kişiden oluşan jüriyle diğer 4 davayı da dinleyip kimin haklı olduğuna karar verecek. Jüri, dün görüşülen ilk celsede, Tuncelilerin Munzur Nehri üzerine yapılan sekiz barajla ilgili şikayetlerini dinledi, notlarını aldı. Uluslararası hukuk, çevre ve ekoloji,su hakkı, kültürel değerler, zorunlu göç gibi onlarca konu değerlendirme kapsamında.

"Söyleyecek bir şeyleri yok"
İlk gün duruşma salonu olarak düzenlenen İstanbul Tophane'deki eski Tütün deposu'nda görünmeyen davalılar arasında Başbakan Tayyip Erdoğan, Enerji balanı Hilmi Güler ve Çevre Bakanı Veysel Eroğlu da var. Eğer gelirlerse, davalılara da söz hakkı var. Resmi makamlardan temsilci olmamasını değerlendiren Jüri Heyeti'nin Başkanı Pelin Batu, diğer ülkelerde yapılan mahkemelerin birçoğunda da hükümetlerin olmadığını söyleyerek, bu durumun sürpriz olmadığını söyledi. Batu, "Burada olmamaları onlar için daha kötü. Bu hükümetin sorumluluk alamadığı ve kendisini savunma gereği duymadığını gösteriyor. Bu da söyleyecek bir şey olmadığının kanıtı" dedi.

Mahkeme ile forum arasında gidip gelen ilk duruşmada, Munzur Nehri üzerindeki barajlara karşı dava açan avukatlar Meral Hanbayat ile Öznur Bayol, neden şikayetçi olduklarını anlattılar. Politik ve akademik çevrelerden tanıkların dinlenmesinden sonra jüri, davacılara sorular sordular. Davacıların, bazı sorular karşısında oldukça zorlandığı görüldü. Duruşmadan sonra aralarında toplanan jüri heyeti, kararlarını 14 Mart'ta açıklayacak. Su Mahkemesi'nde Türkiye'den Yusufeli, Ilısu ile Brezilya ve Meksika'dan da birer dava konusu masaya yatırılacak.

***
Sanıklar
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı, T.C. Başbakanlık, DSİ Genel Müdürlüğü, Çevre Ve Orman Bakanlığı, İsviçre Başbakanı Micheline Calmy-Rey, Avusturya Başbakanı / Werner Faymann.

Jüri
Pelin Batu- Oyuncu; Dilek Kurban- uluslararası hukuk uzmanı (TESEV); Emel Kurma- uluslararası hukuk uzmanı- (Helsinki Yurttaşlar Derneği); David Barkin- (Fransa) Meksika ve kalkınma uzmanı; Maurits Groen- (Hollanda) su uzmanı ve 1983 yılında Rotterdam'daki ilk su mahkemesinin düzenleyicilerinden; Silke Helfrich- (Almanya) su uzmanı ve 2006 yılında Mexico'da yapılan Su Mahkemesi'nin düzenleyicilerinden; Alexandro Comanho- (Brezilya) savcı.

* Kısaltılmamış hali

Milli Eğitim'den "skoool" açılımı

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), resmi internet sitesi üzerinden "Skoool.meb.gov.tr" adlı sayfa ile ilköğretim çocukları ve öğretmenlere fen ve matematik öğretmeye başladı. Dil Derneği, ‘Bakanlığın internet sayfasına bakınca içimiz acıyor’ diyor.

Özgür Gürbüz - Gazete Habertürk / 9 Mart 2009

Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Intel’in desteğiyle ilköğretim öğrencilerine hazırladığı fen ve matematik konularında bilgi veren “skoool.tr” bilgisunar (web) sayfaları adından dolayı tepki topluyor. “Yenilikçi, etkileşimli ve heyecan verici öğrenme metotlarını en ileri teknolojiler ve cihazlar kullanarak sunan yeni bir yöntem” olarak tanımlanan ve ‘skoool.meb.gov.tr’ adresinden erişilen programın adı ve içeriği tartışma konusu oldu.

“MEB uzmanlarının İngilizceden önce Türkçeyi iyi öğrenmelerini; bütün bakanlıklara öncülük etmesini beklerdik” diyen Dil Derneği, “Skoool” hangi dilin sözcüğüdür; hangi üstün zekânın ürünüdür? MEB’nin etkinliklerini anlatan tüm sayfalar dil ve yazım yanlışıyla doludur” açıklamasını yapıyor. Dil Derneği Yönetim Kurulu adına yapılan açıklamada “skoool.tr”nin içeriği de eleştiriliyor ve bilgilerin karma ve bozuk bir dille aktarıldığı öne sürülüyor. Dernek, “Bunca dil yanlışı, ‘Okullar olmasa…’ diyen anlayışın, bugün ‘Şu okullar skoool’ olsa biçimine dönüştüğünü” söylüyor. Dil Derneği, MEB başta olmak üzere, dil kullanımında bu denli özensiz olan, yabancı sözcük hayranlığını saçmalığa vardıran, özel ve resmi kurumları kınıyor.

***
Dil Derneği’nin Türkçe konusundaki diğer şikayetleri
* Türk Hava Yolları’nın yıllardır “Sky Life” adlı İngilizce adlı bir dergi çıkarması.
* Devlet Demiryolları’nın yine “Rail Life” adlı dergi çıkarması
* THY’nın 1. sınıf uçuş yerine “business class"ı kullanması ve “first class” servise başlaması.
* Havalanı adlarının “Atatürk Havaalanı” yerine “Atatürk Airport”, “Esenboğa Airport” olarak yazılması.
* MEB’nın “think.com” adlı bilgisunar sayfasından İngilizce öğretmesi.