Özgür Gürbüz-BirGün/13 Temmuz 2014
Kurşunlu Benzinin Gizli Tarihi |
Kurşun solunum
ve sinir hastalıklarına yol açabiliyor, kanserojen etkileri var. Peki,
İstanbul’un göbeğinde bu kadar çok kurşunun ne işi var? Nedeni, motorlu
taşıtlar ve kullandıkları benzin. 1996’dan bu yana Türkiye’de kurşunlu benzin
satışlı yasak ama yılların neden olduğu kirlilik orada duruyor. Yol
kenarlarındaki tarlalar, orada yaşayanlar için ciddi bir tehlike arz ediyor.
Asıl ilginç olansa şu. Kurşun insan eliyle katılmadıkça benzinin içinde yok.
Kurşunsuz benzin satıyoruz diye sizlere ‘çevreci
çevreci’ gülümseyen petrol şirketleri var ya; işte onlar kurşunu benzene
katmasalardı bugün böyle bir derdimiz de olmayacaktı. H2O Kitap’tan çıkan
‘Kurşunlu Benzinin Gizli Tarihi’ adlı kitap size enerji dünyasının bu az
bilinen öyküsünü en ince ayrıntısına kadar anlatıyor.
Aslında kurşun
içermeyen benzine kurşunu ilk General Motors, Du Pont ve bugün ExxonMobil diye
bilinen Standard Oil-New Jersey şirketleri katıyor. Dertleri, yakıtın motor
silindirinde darbeli yanışını ya da bilinen ismiyle, ‘vuruntuyu’ önlemek.
Masumane görülen bu istek aslında gereksizdi. 1921 yılında Thomas Midgley adlı
mühendisin, tetraetil kurşunu (TEL) vuruntu azaltıcı olarak kullandığı sırada
aynı işi benzin-etanol (bitkisel alkol) karışımı bir yakıtla yapmak mümkündü.
Dert sadece vuruntuyu önlemek olsaydı etanol sorunu çözebilirdi ama bitkiden
alkol üretmek ve benzine karıştırmak herkesin yapabileceği bir işti. O yüzden
kimya, otomotiv ve enerji alanındaki bu üç büyük şirket, patentini ellerinde
tutabilecekleri kurşunlu benzini yaratmayı tercih etti; dünyanın kurşuna
boğulması pahasına.
Kurşunun can
alması uzun sürmedi. 1923 yılında New Jersey Deepwater’da açılan TEL
tesisinden, ardından 1924’te Daytona’da açılan bir başka tesisten, kurşun
zehirlenmesi sonucu işçi ölümleriyle ilgili haberler gelmeye başladı. Bu
ölümler de şirketleri durdurmaya yetmedi. Amerika’daki Toplum Sağlığı Merkezi
gibi otoriteler ilgisiz, Kurşun Sanayicileri Derneği gibi lobi örgütleri ise
çok aktifti. 1936’ya gelindiğinde kurşunu benzine bulaştıran “Ethyl” katkı
maddesi Amerika’da satılan benzinin yüzde 90’ına girmeyi başarmıştı. Sadece
Amerika değil tüm dünya kurşunlu benzinle tanışacaktı.
Kurşunlu
benzinin insan ve çevre sağlığı için büyük risk oluşturduğunu ispatlamak yıllar
aldı. 1996 itibariyle Afrika’da satılan
tüm benzinin yüzde 93’ü, Ortadoğu’da yüzde 94’ü, Asya’da yüzde 30’u ve Latin
Amerika’da yüzde 35’i kurşun içermekteydi. Dünya Bankası’na göre gelişen
ülkelerdeki kentlerde yaşayan 1 milyar 700 milyon kişi, yüzde 90’ı kurşunsuz
benzinden kaynaklanan havadaki kurşun nedeniyle sinirsel hastalıklar, yüksek
tansiyon ve kalp hastalığı riskiyle karşı karşıya. 2000’li yılların başında
kurşunlu benzin birçok Avrupa ülkesinde yasaklandı. Türkiye yasağı 2004 Şubat
ayından itibaren uygulamaya koydu. Süper benzin diye bilinen aslında kurşunsuz
benzine göre 31 kat fazla kurşun içeren benzinin satışı yasaklandı. Oktanı
yüksek benzinle sorun halloldu. Olan insanlara ve doğaya oldu. Kurşunsuz benzin
satışından milyarlar kazanan firmalar bugün alanlarında dünya devi.
Kurşunlu Benzinin Gizli Tarihi, enerjide dönen dolapları daha iyi
anlamak isteyenler için bir başucu kitap niteliğinde.