Özgür Gürbüz-BirGüb / 25 Temmuz 2024
Foto: O. Gurbuz |
önünü açacak teklif, Meclis’in Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’ndan geçti. Teklifin sahibi AKP ve MHP’liler TBMM Genel Kurulu’nda evet oyu verirse, Türkiye tarihinin gördüğü en büyük hayvan katliamına davetiye çıkaran teklif yasalaşacak.
Uygulanabilirliği şüpheli bu yasa teklifi, Türkiye’yi Türkiye yapan bir başka güzelliği, insanla hayvanın paylaştığı sokakları tabiri caizse çöle çevirecek. En umutsuz, en yalnızımızı bile birkaç dakikalığına güldüren, mutlu hissettiren kedi ve köpekleri düşünün. Sokakta birbirine selam vermeyenleri birbiriyle tanıştıran, hayat tarzları birbirine benzemeyen yurttaşları bir kedinin başını okşarken yakınlaştıran, çocuklara doğada insandan başka canlılar olduğunu hatırlatan hayvan dostlarımız bu yasa Meclis’te kabul edilirse bir daha orada olamayacaklar. Sokaklar, yüzleri asık, birbiriyle konuşmayan insanlar ve binalara kalacak. Yaşayan hiçbir şey kalmayacak sokaklarda.
Hükümetin ortakları AKP ve MHP, kendisine benzemeyen, kendisi gibi konuşmayan canlıları sevebilen insanlarla dolu bir sokak istemiyor. Bozkurt işaretini bu ülkenin sembolü diye yutturmaya çalışanlar Bozkurt’un alt türü olan köpekleri katletmek istiyor. Ne garip bir ülke değil mi?
Verdiğimiz bu sınav, hayvan sevme ve sevmemenin ötesinde. Aslında bir demokrasi sınavı. Bizi yönetme yetkisini beş yıllığına verdiğimiz bir iktidar 12 bin yıldan uzun bir süredir insanla yaşayan bir türü adeta ortadan kaldırma yetkisine sahip olduğunu sanıyor. Gerçek bir demokraside beş yıllık bir iktidarın aldığı yetkiyle doğaya böylesine kalıcı bir zarar verme hakkı olamaz. Elbette yaşadığımız bir demokrasi değil. Milyonları öldüren rejime ne dendiğini biliyorsunuz.
İktidar aslında sadece kedi ve köpekleri öldürmek istemiyor. 12 bin 500 TL maaş vererek emekliyi de ‘uyutmak’ istiyor. Açlık sınırının 19 bin 44 TL olduğu (BİSAM verisi) ülkemizde asgari ücretliye 17 bin TL ile yaşayın diyerek aslında ötanazi teklif ediyor. Halbuki, bu sefalet ekonomisinin sorumlusu ne emekli ne de asgari ücretli. Ülkeyi bu hale getiren 22 yıllık iktidar. Yarattığı sorunu, insanları açlığa ve ölümün kollarına bırakarak ortadan kaldırmaya çalışıyor. Sokaklardaki hayvanlara yaptıkları da aslında bu. 22 yılda kısırlaştırmayarak, hayvan satışına yasak koymayarak büyüttükleri sorunu şimdi katlederek çözme peşindeler. Yoksulların ve sokak hayvanlarının kaderinin bu kadar ortaklaştığı başka bir ülke var mı bilmiyorum.
İktidarın sokakla derdi bitmiyor. Peki, iktidar aslında nasıl bir sokak istiyor?
Sokağa çıkıp, “barınamıyoruz” diyen öğrencileri de sevgilisini sokakta öpen ‘seven insanları’ da sokakta görmek istemiyorlar. Onların istediği tarzda giyinmeyenlerin olduğu sokaklar migren etkisi yapıyor, sokaklarını ranta karşı savunan insanların olduğu sokakları görünce baş ağrısı başlıyor. Sokaktaki merdiveni gökkuşağının rengine boyasanız ona bile tahammül edemiyorlar. Bakkalları markete dönüştüremeyip az para kazandıkları sokakları da hiç sevmiyorlar.
Özgür sokaklar, isyan eden sokaklar, gülen sokaklar, havlayan sokaklar, müzik dinleyen sokaklar, aşık eden sokaklar, ağaçlı sokaklar, mır mır eden sokaklar, ticarethanesiz sokaklar, komşuluk yapılan sokaklar, dans edilen sokaklar, kuş sesleriyle cıvıldayan sokaklar…
AKP-MHP koalisyon hükümeti böyle sokaklar görmek istemiyor.