Özgür Gürbüz-Yön Haber/9 Temmuz 2014
www.yonhaber.com |
Cumhurbaşkanlığı
seçim sürecinin sürpriz ismi Ekmeleddin İhsanoğlu oldu. Tayyip Erdoğan ve
Selahattin Demirtaş’ın adaylıklarıysa kimseyi çok şaşırtmadı. ‘Çatı adayı’
İhsanoğlu’nun kendisi kadar nasıl belirlendiği de ilginçti. CHP, belki de son
10-15 yıllık tarihinde ilk kez bir hamlesini kimse duymadan gerçekleştirebildi.
Bu kadar dinlemeye, sızdırmaya rağmen, kimsenin İhsanoğlu ismini açıklanana
kadar telaffuz etmemesini CHP’nin başarı hanesine yazmalı. Genelde CHP’nin
hamlesi bilinir, AKP’nin hamlesi şaşırtırdı.
Erdoğan’ın ezberi bozuldu
CHP’nin
İhsanoğlu seçimini, muhafazakar tabandan oy alma çabası diye niteleyenler var.
Bence bu seçimin hedefini adayın verdiği mesajlarla değerlendirmeli. Birinci
mesaj Erdoğan’ın Türkiye’de kutuplaşmaya yol açan diline, tavrına ve politikada
seviyeyi düşüren üslubuna yanıt niteliği taşıyor. Erdoğan’ın en büyük silahına,
hakarete varan üslubuna ters düşen bir aday seçildi. İhsanoğlu, muhafazakar
camianın yakından tanıdığı ve saydığı bir isim. Erdoğan kendisine, daha önce
halka ve başka liderlere hitap ettiği gibi seslenirse oy kaybeder. Sahtekar ve
alçak gibi sözler geri teper. Nitekim, rakibine karşı ilk çıkışı, “monşer”le
sınırlı kaldı. Ne dinleyenler anladı, ne de kendisi.
CHP’nin
İhsanoğlu’nu aday göstererek verdiği bir başka mesaj da, “bildiğimiz tarza
sahip” bir Cumhurbaşkanı adayı çıkararak bu seçimin belki de en kilit
noktasına, başkanlık sistemine geçilmeyeceğine vurgu yapması. Bu konuda HDP’nin
adayı Demirtaş da aslında aynı çağrıyı yapıyor. Bu iki adaydan birinin
seçilmesi halinde herkes biliyor ki, “tek adamcılık” gibi bu toprakların başına
tarih boyunca bela olmuş bir politik sisteme geçilmeyecek. Güç halka yani
parlamentoya verilecek. Ne garip, tek adamı isteyenler yıllardır meydanlarda
“halkçılık” oynuyorlardı.
demirtaş’ın farkı siyasi
geçmişi
Demirtaş’ın
verdiği mesajlara baktığınızda temelde İhsanoğlu’ndan çok farklı olmadığını
göreceksiniz. Muhafazakar bir geçmişi yok ama Kürt seçmenin var ve Demirtaş’ın
buna karşı bir çıkışı olmayacak. Cumhurbaşkanı’nın rolünün değişmemesi
anlamında İhsanoğlu’ndan farklı bir politika izlemeyeceği ortada. Verdiği
farklı mesaj, siyasi mücadelesinden geliyor. İnsan hakları savunucusu,
azınlıkların yanında bir siyasetçi. Bu anlamda klasik, sözünü söylemeden önce
beş kez düşünecek bir Cumhurbaşkanı olmayacak ancak Cumhurbaşkanı’nın rolü
değişmediği sürece bu mesajların etkisi de sınırlı kalacak.
Kısaca
özetlersek, son 12 yıldır tanıklık ettiğimiz kavga, ayrımcılık, çatışma ve rant
üzerine kurulu statükonun daha da güçlenerek devam etmesini isteyenler
Erdoğan’a, bir nefes almak isteyenler ise İhsanoğlu’na ya da Demirtaş’a oy
verecek.