Özgür Gürbüz-BirGun/26 Şubat 2018
İtalya’nın
Bologna kentindeki Ramazzini Enstitüsü’nün yeni araştırması cep telefonu
ile tümörler arasındaki bağı
güçlendiriyor. Ramazzini Enstitüsü, kanser üzerine araştırmalar yapan ve bağımsızlığını
korumaya çalışan bir bilim merkezi. Radyo frekanslarının sağlık etkilerini
araştırmaya 2005 yılında başlamışlar. Enstitüde yapılan son araştırma, cep
telefonundan gelen radyasyona maruz kalan erkek farelerin kalbindeki Schwann
hücrelerinde tümör tespit edildiğini ortaya koydu. Araştırma birkaç gün içinde ‘Environmental
Research’ dergisinde yayımlanacak ancak “Microwave News” araştırmanın sonucunu
ve özetini açıkladı, biz de oradan aktaralım.
Bilimsel
çalışmanın detayları makalede ayrıntılarıyla yer alacak, özeti ise şu. Ramazzini
çalışmasında 2448 fare, hayatları boyunca 1,8 GHz elektromanyetik dalga
frekansına maruz bırakılmış. Yani, araştırma bir baz istasyonunu taklit etmiş
ve onun fareler üzerindeki etkisine bakmış. Sonuç, çevresel sinir sistemindeki
Schwann hücrelerinde tümör oluşumu. Bilim insanları bu tip tümörlerin kalpte
görülmesinin zor olduğunu ve araştırmanın sonuçlarının rastlantı olmadığına
dikkat çekiyor.
Gerçekten de
öyle çünkü ABD Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı’nın kontrolündeki Ulusal
Toksikoloji Programı (NTP) da benzer bir araştırmada benzer sonuçlar elde
etmişti. Onlar da erkek fareler üzerinde yaptıkları araştırmalarda cep telefonu
kaynaklı radyo frekanslarının sinir kılıfı tümörü denen “schwannoma”larda kayde
değer artış olduğunu kabul etmişlerdi. İki ayrı, uzun zamanlı araştırmanın
sonuçlarının örtüşmesi, panik yapmasanız bile endişelenmeniz için yeterli
delilleri bize sunuyor. NTP’nin araştırmalara devem edeceğini ama durumu
“yüksek risk” şeklinde nitelendirmediğini de açıklayalım. NPT’nin bu yorumu,
baskı altında kaldıkları şüphesini doğursa ve eleştirilse de objektiflik
açısından belirtilmeli. Bu yazının ve bu köşedeki yazıların amacı hiçbir zaman
panik yaratmak ve “rating” almak olmadı; derdim size bilgi ve veri aktarmak.
İtalya’daki araştırmanın
özetinde SAR (Özgül Soğurma Alanı) değerleriyle ilgili bilgi yok bu bilgilere
makale yayımlandığında ulaşacağız. SAR değeri vücudunuz tarafından soğurulan
enerjiyi gösterir ve cep telefonu tartışmasında kritik bir öneme sahip. 1
kilogram alanın ne kadar bir elektromanyetik radyasyona maruz kaldığını anlatır
o yüzden cep telefonlarında bu değer Watt/kg şeklinde verilir. Cep telefonu
alırken belleğinden, ekranından ve şıklığından önce bakacağınız özellik aslında
bu olmalı. ABD’de sınır değer 1,6 W/kg ama birçok bilim insanı 1’in altını
öneriyor. Radyasyonun azı yararlıdır diye bir şey yok. Olması gereken değerin
elbette “sıfır” olduğunu unutmayın. Sınır değerin altının kabul edilebilir
olduğunu ya da daha az zararlı olduğunu düşünebilirsiniz ama “zararsız” demek yanlış
olur.
Ne yapabiliriz?
Cep telefonu
hayatımıza öyle bir sokuldu ki, artık onlarsız yol bulamaz, kimseyi arayamaz,
banka hesabımıza erişemez, kilitlenen eposta hesaplarımızı açamaz olduk. Neredeyse
hepimiz cep telefonu kullanıyoruz. Öyleyse ne yapacağız? Önce herkesin
bildiklerini tekrarlayalım.
·
İşe
yukarıda açıkladığım SAR değerle başlayabilirsiniz. Cep telefonu alırken
mutlaka SAR değerini sorun ve 0,30 W/kg altındaki telefonları tercih edin. Çift
sim kartlı telefonlardan uzak durun.
·
Cep
telefonlarınızı kendinizden mümkün olduğunca uzakta tutun. Konuşurken kulaklık
kullanın. Hoparlör de çözüm olabilir, telefonu konuşurken başınızdan uzak
tutmanız önemli.
·
Evde
ve iş yerinde ankesörlü telefon varsa onları tercih edin.
·
Uzun
konuşmalardan kaçının. 4G’yi kullanmayın, bilgiye biraz daha yavaş erişin, baz
istasyonu sayısını artırtmayın.
Bunlar pratik
öneriler. Benim önerilerim ise hayata geçirilecek politikalarla ilgili. İlki
hükümete. Baz istasyonlarını denetleyin, yalıtım ve gerekli sağlık
standartlarına uygun kurulduğundan emin olun. Sınır değerleri en düşük
değerlerde tutun ve halkın onayı olmadan baz istasyonu kurulmasına izin
vermeyin. Ülkeye giren cep telefonlarının SAR değerleri için de sınır getirin.
Tüm dünyaya örnek olun. İkinci önerim ise hem hükümete hem de Vodafone,
Turkcell ve Avea gibi GSM şirketlerine. Cep telefonlarının sabit telefonlarına
yönlendirilmesinden ücret almayın. İnsanlar işyerlerine, evlerine geldiklerinde
cep telefonuna gelen çağrıları sabit telefonlarına yönlendirsin ve telefonları
evin uzak bir köşesine park etsin. Biraz daha az kazanın ama ülkenin gelecek
kuşaklarını da etkileyen bu riskli teknolojiyi kontrol altına alın. İnsan
hayatı mı yoksa kârınız mı önemli?