Özgür Gürbüz-BirGün/12 Şubat 2018
Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın üç ay önce söylediği, “Günümüz şehirleri insana huzur
vermiyor. Beton beton beton
orada ruh yok, huzur yok” cümlesini hatırlayın. Erdoğan’ın tezat yorumlarına
alıştığımız için bu yakınmanın aslında “daha fazla beton dökün” anlamına
geldiğini herkes biliyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi de öyle yapıyor.
Antalya’nın incisi diyebileceğimiz, halkın plajı Lara açıklarına beton dökmeye
hazırlanıyor.
Antalya
Büyükşehir Belediyesi, 113 bin metrekaresi denizde, toplam 490 bin metrekare
alan üzerine kurulacak bir kruvaziyer (büyük gezinti gemileri) limanını Lara
Plajı açıklarına kurmayı planlıyor. Hediyesi de 426 yata hizmet verecek yat
limanı ve tabi ki bir Alışveriş Merkezi. Yaklaşık 1 milyar TL’ye mal olması
beklenen proje, Antalya’nın yapılaşmamış, önemli bir kumul ekosistemine sahip,
halkın ücret ödemeden faydalanabildiği Lara Plajı ve çevresinde ciddi bir
yapılaşma baskısı oluşturacak.
Deniz
dolgusunun yarattığı çevresel sorunları ve Antalya’yı Antalya yapan en büyük
özelliğin, kentin içinden denize girmek olduğunu bilen kent sakinleri projeye
itiraz ediyor. Basın açıklamaları ve gösteriler yapıyor. Aralarında İnşaat
Mühendisleri, Peyzaj Mimarları, Şehir Plancıları ve Mimarlar Odası’nın da
bulunduğu Antalya Meslek Odaları Eşgüdümü de bu yıl ihaleye çıkarılması
beklenen projenin doğaya ve kentin turizmine zarar vereceğini açık açık
söylüyor. İtirazlar ve çelişkileri özetleyelim.
- Projenin ÇED sürecinde halk bilgilendirilmemiş. Farklı grupların ortak bir eleştirisi var.
- Projenin yapılabilirliği (fizibilitesi) tartışmalı. Kuşadası gibi yıllardır büyük gezinti gemilerine hizmet eden bir limanın Türkiye’nin çekiciliğini kaybetmesiyle rotalardan çıkarılması düşünülürken, Antalya’ya yeni bir liman açılmasının ekonomik karşılığı gerçekten var mı, belli değil.
- Proje hayata geçerse, halkın kullanımına açık 4 kilometrelik sahilin ve doğal sit alanı Lara Kent Parkı’nın bir kısmı gözden çıkarılacak. Lara Plajı’nın kumul yapısı ve Caretta caretta gibi diğer canlılar, gemi/yat trafiğinden zarar görecek. Olası bir kazada onarılamaz doğal felaketlerle karşı karşıya kalınacak.
- Bir başka tartışmalı proje, Boğaçay’da yeni bir yat limanı yapılması planlanırken, bir başkasının buraya eklenmesi garip. Böyle bir ihtiyaç gerçekten var mı, iyi bir planlama yapıldı mı, net değil.
- Dev gemiler için yapılacak dalgakıranın denizin temizlenmesinin önüne geçeceği uzmanlarca söyleniyor.
- Gemilerin demirlemesi için gereken 20 metre derinliğe ulaşmak için limanı 1 kilometre açığa kurmak gerekecek. Bu da kara bağlantısını uzatacak, Lara Plajı’nın bir yakasını adeta kapatacak.
Bir de Antalya
Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in çelişkili açıklamaları var.
Türel, limanı kıyıya bağlamak için 8 bin 91 metrelik tüp tünel yapılacağını
söylüyor ama bu tüp tünele proje dosyalarında rastlanmıyor. Türel, yapılacak
limanın kentte zayıflayan turizmi çekici hale getireceğini söylüyor ama proje
kapsamında 1000 yataklı bir otelin yapılacağını da ekliyor. Bu gemiler zaten
bir otel vazifesi görüyor, o gemilerle gelenlerin Antalya’da kalacakları 1-2
gün için başka bir otele gitmeyecekleri kesin. Kentteki oteller zaten müşteri
beklerken, denizin ortasına yeni bir otel yapmak istenmesi soru işaretlerini
artırıyor.
Türel,
Lara’nın havaalanına yakınlığına da vurgu yapıyor. Gemiye binecek yolcuların
uçakla Antalya’ya geleceğini, oradan gemiye geçeceğini söylüyor. Bu iddia da
oldukça ilginç. Akdeniz turuna katılmak isteyen turistler büyük olasılıkla
Avrupa ülkelerinden gelecek. Havalimanından limana, uzun yolculuk yapmak
istemediği(!) düşünülen bu turistler, tura İspanya, Fransa gibi 1 saatlik uçak
yolculuğu yapıp varabilecekleri bir noktadan başlamak yerine 3-4 saatlik uçak
yolculuğunu göze alıp neden Antalya’dan başlayacak?
Antalya Büyükşehir
Belediye Başkanı Menderes Türel’in yeni dönemindeki ilk icraatı, güneşten
elektrik üretmenin önemli örneklerini gösteren Güneş Evi’ni kapatmaktı.
Şimdi de
Antalya’yı Antalya yapan denizini, halk açık plajlarını tehlikeye atan işler
yapılıyor. Birileri, Antalya’nın gerçek hazinesinin güneşi ve doğası olduğunu
Belediye Başkanı’na anlatsa iyi olur. Görüldüğü gibi Lara Kruvaziyer Limanı
projesi, akıl ve mantık işine benzemiyor. Beton döküleceği, huzurun kaçacağı
ortada. En iyisi bu projeyi hiç başlamadan rafa kaldırmak.