Özgür
Gürbüz-BirGün/13 Kasım 2015
Tarifa, İspanya. Foto: O. Gurbuz. |
Nükleere, kömüre karşı çıkıp rüzgar
dediğimizde, “fırıldaktan elektrik mi
üreteceksiniz” dediler.
Daha sonra işin içine güneş girdi. Güneşle
tekneleri yürütebilir, evlerinizi aydınlatabilirsiniz dedik, bize “güneşle ampul bile yakamıyoruz”
dediler.
Dalga geçtikleri ‘dalga enerjisinin’
dünyadaki kurulu gücü 2012’de 530 MW’ı geçti. Yatağan termik santralinin
verimini düşünürsek belki bir o kadar elektrik ‘dalga’dan üretiliyor.
Her söyledikleri yanlış çıktı. İşe yaramaz
dedikleri güneş, rüzgar, jeotermal gibi yenilenebilir enerji kaynakları tüm
dünyanın, başta iklim değişikliği olmak üzere çevre sorunlarından kurtulma
ümidi oldu. Bizimkiler de dil değiştirdi. Önce fırıldak dedikleri rüzgar
enerjisine sonraları, “canım, o da olsun
ama az olsun” demeye başladılar. Şimdi son kozlarını oynuyorlar. Son
haftalarda hem Enerji Bakanı Alaboyun’un ağzından hem de yandaş medyadaki
haberlerden şu masalı dinliyoruz. Yenilenebilir yetmez!
Yeter beyefendiler yeter! Yetmeyi bir yana
bırakın, artar bile! Şimdi size Enerji Bakanlığı’nın bile elinde olmayan bir
teknikle Türkiye’nin elektrik talebini yenilenebilir enerjiyle nasıl
karşılanabileceğini hesaplayacağım. Bu tekniğin adı ‘bakkal hesabı’.
Diyorlar ki, 2023’e kadar bu ülkenin
400-450 milyar kilovatsaat (kWs) elektriğe ihtiyacı var (Sabah Gazetesi, 21
Ekim). Bu zamana kadar abarttıkları bu talep tahminleri hep yanıldı. Ne
dedilerse azı oldu ama biz yine de bu rakamı doğru kabul edelim. Sekiz yıl
sonra 450 milyar kWs elektriğe ihtiyacımız olacakmış gibi yapalım. Türkiye’nin
2014 yılı elektrik üretimi 252 milyar kWs. Geriye 200 milyarlık bir açık
kalıyor. Tutun bu rakamı aklınızda, şimdi bakkal hesabını yapmaya başlıyoruz.
Türkiye’nin güneşten elektrik üretme potansiyeli ne kadar? Enerji Bakanlığı’nın Güneş Enerjisi Potansiyeli Atlası’na göre 380 milyar kWs. Yetmeyi bırakın artıyor bile. Gelin iddia edilen açığı sadece güneşten karşılamayalım. Biraz da rüzgar yapalım.
Türkiye’nin güneşten elektrik üretme potansiyeli ne kadar? Enerji Bakanlığı’nın Güneş Enerjisi Potansiyeli Atlası’na göre 380 milyar kWs. Yetmeyi bırakın artıyor bile. Gelin iddia edilen açığı sadece güneşten karşılamayalım. Biraz da rüzgar yapalım.
Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü’ne
göre Türkiye’de ekonomik rüzgar enerjisi
potansiyeli 48 bin megavata (kurulu güç) denk geliyor. Bu da yılda 150 milyar kWs elektrik üretmek demek. Bakkal
hesabı jeotermale, biyokütleye, hükümetin potansiyelin tümünü kullanacağız
dediği HES’lere gelmeden bitti. Türkiye’nin değil elektrik açığı fazlası var.
Hem de bu hesabı ilk yapmamız gereken işi, enerji tasarrufunu ve verimliliği
hiç konuşmadan yaptık. Türkiye’nin yüzde 20-25 oranında tasarruf/verimlilik
potansiyeli olduğunu yine devletin kendi raporlarından biliyoruz. Bu
potansiyeli değerlendirsek gerçek talep 350 milyar kWs’lere düşecek.
Uzatmayalım, Türkiye aklını kullanırsa ne bu
kadar elektriğe ihtiyaç duyacak, ne de üretmek için kömür ve nükleer santrallere
muhtaç kalacak. Hesap açık ve net. Buna rağmen, aymazlık mı, fosil yakıt ve
nükleer lobilerinin etkisi mi yoksa çıkar meselesi mi bilinmez; hükümet bu ve
benzeri sloganlarla kafaları karıştırmaya devam ediyor. Bugün kullandıkları
“yenilenebilir yetmez” iddiası işe yaramayınca başkasını bulacaklar. Türkiye’nin
kurulu gücünün yüzde 84’ü ‘baz santraliylen, yani günün hemen hemen her
saatinde elektrik üretebilme kabiliyetine sahipken, “rüzgar, güneş kesintili, bize baz santral lazım” diyecekler. Bizi
bu argümanlarla uğraştırırken, yeşil enerji devriminin Türkiye’ye gelmesini
geciktirecek, yapabildikleri kadar kömür santralini, nükleeri, HES’i yapıp,
gidecekler.
Hükümet de biliyor, kömürün, nükleerin, dev
barajların, merkezi elektrik üretim santrallerinin, halka sormadan yapılan her
yatırımın vadesi doldu. Tutarsızlıkları, demeçlerinden okunabiliyor. Hem dışa
bağımlılığı azaltacağız diyorlar hem de dışa bağımlılığı azaltabilecek tek
seçeneğimiz yenilenebilir enerji kaynaklarına “yetmez” diyorlar. Çelişkinin böylesi
görülmedi. Ama olsun, istikrarlı çelişkiler bunlar. 13 yıldır böyle.
1 yorum:
Ayrıca öncelikil olarak konuşulması gereken daha ciddi bir sorun var.Mevcut enerjiyi ne kadar verimli kullanıyoruz.Enerji verimliliği konusunda henüz ne derece önlem alabildik
Yorum Gönder