Enerji faturasından kurtulmanın yolu “pasif ev”den geçiyor

Avrupa Birliği, 2019 yılından sonra yapılan binaların harcadığı kadar enerji üretmesini şart koşuyor. “Pasif ev” olarak da adlandırılan bu binalara ilgi giderek artıyor. Dünyada sayıları şimdiden 175 bini bulan pasif ev konusunda ise Türkiye çok geride.

Özgür Gürbüz-Gazete Habertürk/8 Ekim 2009*

Frankfurt Belediyesi aldığı kararla yeni yapılan tüm kamu binalarının tükettiği kadar enerji üretmesini zorunlu kılıyor. “Pasif ev” standartlarına uygun olarak yapılan bu düzenlemenin nedeni belediyenin çevreciliği kadar Avrupa Birliği’nin 2019 yılından sonra binalar için getirdiği benzer bir yükümlülükten kaynaklanıyor. Almanya’da pasif ev sayısı şimdiden 13 bini geçmiş durumda, dünyada ise sertifika almış 17 bin 500 pasif ev var.

Yukarıdaki bilgiler, Dow firmasının Bina Çözümleri Birimi’nin önceki gün düzenlediği Pasif Ev seminerinde konuşmacı olan Jessica Grove Smith’e ait. Almanya Pasif Ev Enstitüsü Enerji Verimliliği Uzmanı Smith, yapılan uygulamalarda pasif evlerde enerji tüketiminin klasik inşa teknikleriyle yapılan benzer örneklerine göre yüzde 90 oranında azaldığına dikkat çekiyor. Avrupa Birliği’nin yüzde 20 enerji tasarrufu hedefine ulaşması için binaların önemine değinen Smith, Avrupa’daki evlerde yüzde 27, ticari binalarda ise yüzde 30 tasarruf potansiyeli olduğuna dikkat çekiyor. Aynı seminerde söz alan İZODER (Isı, Su, Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği) Genel Sekreteri Ertuğrul Şen’e göreyse Türkiye’de tasarruf potansiyeli daha yüksek. Mevcut bina stoğunun yüzde 90’ının yalıtımsız olduğunu belirten Şen, “Nihai enerji tüketiminin yüzde 30’unu konutlarda kullanıyoruz. Yüzde 50’si israf ediliyor bunun mali değeri de 10 milyar TL.” diyor. Pasif ev kavramı her ne kadar tükettiği enerji kadar üretim yapan binalar için kullanılsa da, herhangi bir binanın ısıtma enerjisi tüketimin yılda metrekare başına 15 kilovatsaatin (kWs) altında kaldığı yapılarda standartlara uygun kabul ediliyor.

Pasif ev olabilmek ve bu değeri tutturabilmek için sadece ısı yalıtımı değil, aydınlatma, sıcak su, ev içindeki hava değişimi için kullanılan enerjilerin de asgari miktarda tutulması gerekiyor. Böyle bir eviniz varsa dışarıda hava sıcaklığı -12 dereceyken oda sıcaklığını 21 derecede tutmak için klasik bir yapıya oranla 10 kat az enerji harcama şansına sahip olabiliyorsunuz. Sıcak iklimlerde de pasif evler inşa edilebiliyor ve böylece soğutma giderleri aşağıya çekiliyor. Bina inşa edilmeden, plan aşamasında hedeflerin doğru saptanması en önemli nokta.

***
Toplantıdan notlar
  • Ekonomik kriz yalıtım sektörünü olumsuz etkiledi. 2009’un ilk üç ayında pazarda yüzde 25 daralma oldu.
  • Buna rağmen yalıtım sektörü büyümeye devam ediyor. 2002 yılında toplam cirosu 400 milyon dolar olan sektör 2008’de 2 milyar dolar ciroya ulaştı.
  • Binaların enerji tüketimini gösteren, “Enerji Kimlik Belgesi” yeni binalarda zorunlu hale geldi. Yedi yıl içerisinde eski binalarda da zorunlu olacak.
  • Türkiye’de kişi başına düşen yalıtım malzemesi tüketimi 0,1 m3/yıl. AB’de ise bu ortalama 0,7 m3/yıl.
  • Küresel ısınmaya yol açan seragazı emisyonlarını azaltmak için en az maliyetli yöntem de binalarda ısı yalıtımı yapmak.
*orjinali

Hiç yorum yok: