Çok değil,
bundan altı yıl önce Antalya Çıralı’da, Ormanspor’a tesis yapılması gündeme
gelmişti. Bölgenin yapılaşmaya açılmasının ilk sinyali gibiydi. Sürdürülebilir
turizmin Türkiye’deki en iyi örneklerinden biri sayılabilecek Çıralı-Olimpos’u
korumak isteyen herkes sesini yükseltti. Çıralı sahilindeki 18 dönümlük alanın
orman içi dinlenme tesisi yapılması kararı mahkemece iptal edildi. Hepimiz
sevindik. Şimdi ise öyle işler yapıyoruz ki güzelim sahili kendi elimizle
betonculara teslim edebiliriz.
Çıralı ve güney
ucundaki Olimpos Antik Kenti’nin önündeki kıyı şeridi, Türkiye’nin nispeten
bozulmamış nadir bölgelerinden biri. Köylüler turizmi kendilerine iş edinmiş,
örnek bir model oluşturmuşlar. Büyük oteller yok. Yarısı çöpe giden açık
büfeler yok. İzbandutların gölgesinde, bir ton para sayarak girdiğiniz plajlar
yok. Cicili biçili kıyafetlerini giyip, Instagram için fotoğraf çektirenler
yok. Aramıyorsan gürültü de yok. Deniz, tarih, pansiyonlar ve ağaç evler var.
Burası neden böyle korunabilmiş diye sorarsanız benim yanıtım net. Deniz
kaplumbağalarının sayesinde. Türkçe’de iribaşlı
deniz kaplumbağası dediğimiz Caretta carettalar koruyor Çıralı ve
Olimpos’u. Burası onların Akdeniz’deki önemli yuvalama alanlarından biri. O
yüzden de sahilde yapılaşmaya izin yok.
Ne var ki, son
yıllarda carettaların başı belada. Kaplumbağaları korumak için yıllardır
bölgede çalışmalar yürüten Çevre Koruma, Geliştirme ve İşletme Kooperatifi
Yönetim Kurulu Üyesi Bayram Kütle, yuva sayısının bir yıl içinde 141’den 68’e
düştüğünü söylüyor. Yuva sayısında dönemsel düşüşler olabilir ancak uyarı
yerinde. Benim gibi her yıl yolunu o bölgeye düşürenler bilir. Son yıllarda, tatilcilerin
kumsalda ateş yakması, kamp yapması ve gürültü çıkararak deniz
kaplumbağalarının yumurtalarını bırakmak için karaya çıkmalarını engellemesi
gözle görülür bir şekilde arttı.
Caretta caretta Foto: WWF |
Aklıma ilk
gelen çözüm önerisi, Çıralı’da denetim yetkisinin, kolluk kuvvetlerinin de
desteğini alan bir sivil toplum kuruluşuna verilmesi. Yaz aylarında orada gönüllü
çalışarak geceleri kumsalın korunmasını sağlamak için mücadele eecek onlarca
genç bulunacağına eminim.
Çıralı Foto: O.Gurbuz |
Kaplumbağaları yok ederseniz, o kumsala gelmekten vazgeçirirseniz bilin ki Çıralı-Olimpos’u kaybederiz. Kaplumbağalar orada olduğu sürece kimse o kumsala dokunamaz, dev holdingler betondan bloklar çakamaz. Orayı seviyorsanız kurallara uyun ve bölgenin doğasını koruyun yoksa kendinizi bir beş yıldızlı otelin açık büfe kuyruğunda bulursunuz.
***
Çıralı’da kaplumbağaları korumak için ne yapmalı?
WWF-Türkiye
Doğa Koruma Yönetmeni Ayşe Oruç, Çıralı’da deniz kaplumbağalarının korunması gereken
acil tedbirleri şöyle sıralıyor:
·
Kumsalın
taşıma kapasitesine uygun bir turizm politikası belirlenmeli. Yeni işletme ve
turist sayısının artışı kontrol altına alınmalı.
·
Çıralı
Kumsalı’ndaki koruma çalışmalarının devamlılığı sağlanmalı, yerel STK ve yöre
halkı tarafından yürütülen doğa koruma çalışmaları desteklenmeli.
·
Kumsala
kuzeyden ve ortadan iki yol iniyor. Kaplumbağaların yuvalama zamanında
araçların bu yollarla sahile yaklaşmaları ve ışıklarıyla kumsalı aydınlatmaları
önlenmeli.
·
Çıralı’da
sabit şemsiye ve şezlong sayısı artıyor. Gece tatilciler şezlongları deniz
kıyısına kadar indiriyor hatta orada bırakıyor. Kumsaldaki şezlongların güneş
batımından itibaren işletmeciler tarafından toplanması gerek.
Kumsal sıcaksa yavrular dişi oluyor
Caretta
caretta 100 milyon yıldır dünyada yaşayan deniz kaplumbağalarının varlığı kabul
edilmiş yedi türünden biri. Modern insanın varlığının 200 bin yıl öncesine
dayandığı düşünülürse bizim misafir onların ev sahibi olduğu söylenebilir.
Akdeniz’de Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs, Libya ve İsrail’de yuvalıyorlar. 100
yaşına kadar yaşayabilirler. Yumurtalarını doğdukları kumsala bırakıyorlar ve
yumurtaların çatlayıp kumun 60 santimetre altından çıkması yaklaşık 2 ay
sürüyor. Yuvanın olduğu kumsalın sıcaklığı yavru deniz kaplumbağalarının
cinsiyetini belirliyor. Yüksek derecelerde dişi kaplumbağa sayısı artıyor.
1 yorum:
bizler, yörede uzun yıllardır yaşayan ve koruma çalışmalarında yer alanlar, bu sene inanılmaz boyuta varan şehirli istilasına karşı çaresiz kaldık! ne milli parklar ve ne de jandarma "personel yetersizliğinden" diyerek etkili bir önlem almıyor.
duyarlılığınız için teşekkürler.
bu konuyu daha yaygın gündemde tutabilelim istiyoruz.
Yorum Gönder