Fotovoltaik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Fotovoltaik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Sensin alternatif!

2011 sonunda Almanya’da güneşten üretilen elektriğin miktarı 18,5 milyar kilovatsaate ulaştı. Kabaca söylersek Türkiye’nin elektrik üretiminin yüzde 8'ine bedel bir üretimi evlerin çatılarına konan panellerle güneş enerjisi santrallerinden yaptılar.

Özgür Gürbüz-BirGün/16 Eylül 2012 

Almanya’da güneş enerjisini elektriğe çeviren fotovoltaik panellerin kurulu gücü 30 bin megavatı geçti. Bu cümlenin Türkçe mealini de yazalım. Türkiye’deki tüm elektrik üreten enerji santrallerinin toplam kurulu gücü 55 bin megavat civarında. Bunun sadece “6” megavatı fotovoltaik. Almanya’da ise sadece fotovoltaik dediğimiz güneşten gelen ışınları elektrik enerjisine çeviren santrallerin kurulu gücü 30 bin. Almanya'da, Türkiye'deki tüm barajların, termik santrallerin yarısı kadar güneş enerjisi var. Aynı kurulu güce sahip farkı tipteki santraller aynı miktarda elektrik üretmez ama bu 30 binlik kapasite gerçekten de çok ciddi bir rakam.

İspanya'da bir güneş santrali. Foto: O. Gurbuz
Almanya’da güneş var mı? Alanya’daki Almanya kökenli turistlere sorarsanız yok. En azından bizdeki kadar uzun süreli ve kuvvetli değil, o yüzden tatile buraya geliyorlar. İş güneş enerjisinden elektrik üretmeyi görmeye gelince ise sizin Almanya’ya gitmeniz gerekiyor. Halbuki tam tersi olmalı. Türkiye’nin en az güneş alan bölgesi Karadeniz’de güneşlenme süresi yılda 1971 saat. Almanya’nın en iyi güneşlenme sürelerine sahip bölgelerinde bu rakam aşağı yukarı Karadeniz'le aynı, 1900 saat civarında. Türkiye‘nin en güneşli bölgeleri Güneydoğu Anadolu ile Akdeniz. Buralarda 2 bin 900 saatlere varan güneşlenme süreleri var. Nem oranından, panellerin konumuna kadar birçok etken elektrik üretimini etkilese de, kaba bir hesapla söylersek, Almanya’da koyduğunuz güneş panelinin aynısını Antalya‘ya koysanız 1,5 kat fazla elektrik üretmeniz mümkün. Özetlersek, petrol ve doğalgaz fakiri Türkiye, iş güneş enerjisine gelince çok şanslı. Bu potansiyeli ciddiye aldığımız ise söylenemez. Gazetelerde “kıytırık” bir petrol rezervi bulunduğunda “köşeyi döndük” cinsinden haberler yapılıyor ama çok ciddi güneş enerjisi potansiyeline sahip Türkiye'de birçok kişi güneşin kıymetinin farkında bile değil.

Peki, bu güneş potansiyelini kullanıyor muyuz? Tabi ki hayır. Hükümet, adını da koyalım, Adalet ve Kalkınma Partisi, güneş enerjisinin önünü açacak düzenlemeleri yapmakta işi ağırdan alıyor. Nükleere, kömüre gelince iki günde yasa çıkaranlar, güneş enerjisi söz konusu olunca nasıl işi kolaylaştırırız diye değil, nasıl şu güneşin yolunu tıkarız diye kafa yoruyor. Art niyet aramıyorum; hâşâ! Memlekette güneş bol, başımıza güneş geçti kanaatindeyim.

ELEKTRİĞİN YÜZDE 4'Ü GÜNEŞTEN
2011 itibariyle Almanya’da 24 bin 800 megavatlık (MWp) güneş paneli kuruluydu. 2012 bitmeden bu rakama 6 bin megavat daha eklediler. Bu ilk değil. 2011’de 7 bin 500, 2010’da ise 7 bin 400 megavat gücünde güneş panelini elektrik üretim kapasitelerine eklemişlerdi. 2011 sonunda Almanya’da güneşten üretilen elektriğin miktarı 18,5 milyar kilovatsaate ulaştı. Yine kabaca söylersek Türkiye’nin elektrik üretiminin yüzde 8’ine bedel bir üretimi evlerin çatılarına konan panellerle güneş enerjisi santrallerinden yaptılar. Geride ne nükleer atık, ne de kesilmiş bir ağaç bıraktılar. Bu yıl sonunda Almanya’nın elektrik üretimin tahminen yüzde 4’ü güneşten sağlanacak. 2020 tahmini ise yüzde 10. Sadece Almanya değil, İtalya'da elektriğin yüzde 4'ü, tüm Avrupa'da ise yüzde 2'si güneşten üretiliyor.

TEMİZ ENERJİ 381 BİN KİŞİYE İŞ SAĞLADI
2011 sonunda ülkede üretilen elektrik miktarının yüzde 20’si yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlandı. Rüzgar enerjisi yüzde 8 ile başı çekiyor. Onu yüzde 6 ile biyokütle ve yüzde 3’lük paylarla hidroelektrik ve güneş izliyor. 2011’de tam 381 bin 600 kişi yenilenebilir enerji sektöründe iş sahibiydi. Bundan 11 yıl önce 100 bin kişiden bahsediyorduk.

Güneşe hasret Almanya’da bunların olması, güneş ülkesi Türkiye’de ise güneş enerjisinden üretilen elektrik miktarının istatistiklere bile girmemesi bir rastlantı değil. Almanya’da halk bastırdı, kömüre ve nükleere hayır dedi. Fukuşima tuz biber oldu. Merkel hükümeti kaza sonrası ülkedeki tüm santrallerin kapatılması kararını almak zorunda kaldı. Ülkedeki sekiz reaktör hemen kapatıldı, kalan dokuz reaktör de 2022’ye kadar kapatılacak. Uzun yıllar önce verilen teknoloji destekleri, güneşten üretilen elektriğe verilen alım garantileri bugünleri hazırladı. Türkiye’de ise 2005 yılında çıkarılan kanunda verilen alım garantisi güneş enerjisinin maliyetlerini karşılamaktan uzaktı. Daha sonra revize edilen ve şu anda yürürlükte olan kanunda bu rakam kilovatsaat başına 13,3 dolar sente çıkarıldı. Alım garantisinin süresi ise 10 yıl. Radyoaktif  atıklardan felaket boyutundaki kazalara kadar onlarca tehlikesi bulunan ve dışa bağımlı bir kaynak olan nükleere verilen alım garantisi ise 12,35 dolar sent. Süre de 15 yıl. Nükleerde inşaata bugün başlansa ilk reaktör 2020’de devreye girecek. Ortalık bugünkü fiyatlarla 8 yıl sonra devreye girecek nükleerin fiyatlarını kıyaslayan milletvekilleri, bürokratlar veya akademisyenlerle dolu. O tarihe kadar güneş enerjisinin maliyeti daha da düşecek, nükleerinki ise son yıllardaki eğilim devam ederse daha da artacak. Almanya’da evinizin çatısına güneş paneli monte etmenin bedeli Almanya’da son üç yılda yarı yarıya düştü. Bu gidişle her geçen gün güneşten daha ucuza elektrik üretmek mümkün olacak.

Bugün güneşe pahalı diyenler (kaldıysa) bu basit hesabı bile yapmıyor. Sosyal maliyetleri hesaba katmadan, dünyadaki gelişmeleri takip etmeden “güneş pahalı” deyip geçiştiriyorlar. Hep söylüyorum, şu insanoğlu bir garip. Güneşe “alternatif enerji” adını takmış. Bazı çevreci arkadaşlar bile bu terminolojiyi kullanıyor. Bugün hayatta olmalarını sağlayan, kemiklerinin gelişiminden yedikleri tüm besinlere kadar her şeyin, yaşamın kaynağı güneşe alternatif, nükleere veya kömüre asıl enerji kaynağı diyenlere yukarıda özetlediğim veriler ışığında bir çift sözüm var: Sensin alternatif! 

***
22 Eylül 14:30'da İstanbul Makina Mühendisleri Odası'nda “Nükleere Neden Hayır” başlıklı bir sunum yapacağım, tüm BirGün okurları davetlidir.