Doğu Biga etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Doğu Biga etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Tohum dağıtacağınıza ağaçları kesmeyin

Cumartesi günü Çanakkale’nin Kirazlı köyündeydik. Kentin içme suyunu sağlayan Atikhisar Barajı’nın üstündeki tepedeyiz. Sağım solum, önüm yeşil ama arkam değil. Tepenin ardında binlerce ağaç kesilmiş.

Özgür Gürbüz-BirGün/7 Mayıs 2018

Postacılar tohum getirip duruyor. Zarfın içinden karaçam tohumları çıkıyor. Sanki dikecek bir metrekare yeşil alan varmış gibi. Tohumu elinize alıyorsunuz, bu beton yığınında nereye dikeceğim diye şaşakalıp yeniden zarfın içine koyuyorsunuz. Süs desem tohuma yazık, propaganda desem akla ziyan. Her yerde ağaç keseceksin sonra zarfla tohum göndereceksin.

Kentin içme suyunu sağlayan Atikhisar Barajı’nın üstündeki tepedeyiz. Meşhur Balaban’ın kahvesinde, doğanın ortasındayız. Sağım, solum, önüm yeşil ama arkam değil. Tepenin ardında binlerce ağaç kesilmiş. Size gönderilen karaçam tohumlarının sahibi ağaçlar yerlerde parça parça.

Zarftaki akıbeti belli olmayan tohumlardan bahsetmiyoruz. Yetişkin binlerce ağaçtan bahsediyoruz. Sincabıyla, kurduyla, kuşuyla orman olmuş, ekosistem olmuş ağaçlar bunlar. Bizlere dağıtılan tohumların toprakla buluşacağı, fidan olacağı bile şüpheliyken burada bir orman katliamı var. Dikilmişi, yetişmişi bıçağa yatırılmış. Ne için? Beş yıl çalışacak bir altın ve gümüş madeni için. Kanadalı Alamos Gold şirketi beş yıl altın çıkarıp zengin olsun diye Çanakkale’nin suyu, ormanı feda ediliyor. Şirketin internet sitesinden bir yetkilisine ulaşmak istiyorum, Türkiye’den ne bir telefon numarası var ne de bir eposta adresi.

İDA Dayanışma Derneği ve Çanakkale Çevre Platformu tarafından ağaç kesimini görmek için düzenlenen gezi ve foruma katılmak için bölgeye gelen CHP Bursa milletvekili Orhan Sarıbal durumu tek cümleyle özetliyor: “80 milyon insana karaçam tohumu gönderiyorlar, burada yüzlerce binlerce yıllık ağaçlarımızı kesiyorlar”. “Bu bir emperyalist saldırıdır” diyen Sarıbal, “Burada yaşananın farkındayız ama büyük fotoğrafa bakmalıyız. Hiçbir emperyalist yapı bir ülkeye girerken tek başına girmez, bir yerli işbirlikçi arar. Kim yerli işbirlikçi? Siyasi iktidar. Onların da taşeronu var” diyor.

İDA üyesi, “sınıf öğretmeni” İbrahim Gül’le forum öncesi konuşuyoruz. Kanadalı şirketin Türkiye’deki ayaklarından biri Doğu Biga Madencilik’in Kirazlı’da maden işletme ruhsatı olmamasına rağmen ağaç kesiminin, madenin ulaşım yoluna, iletim hatlarına uygun bir şekilde devam ettiğine dikkat çekiyor. Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan da birkaç ay önce şirketin Gayrı Sıhhi Müessese Ruhsatı olmamasına rağmen ağaç kesimi yaptığından şikayet etmişti.

Maden projesinin ÇED raporu Danıştay’dan darbe yemiş. ÇED olumlu kararının iptalini reddeden dava kararı bozulmuş. Çanakkale Belediyesi içme suyumuzu tehdit eden bu projeyi istemeyiz diyor. Halk, Çanakkale’nin altın madenine değil doğaya ihtiyacı var ama Orman Bakanlığı sanki halkı değil Kanadalıları dinliyor.

Alamos şirketi Kirazlı’da yılda yaklaşık 3 ton (104 bin oz) altın çıkaracaklarını ve gram başı maliyetinin 13 dolar (55 TL) olacağını belirtiyor. Piyasa fiyatı bugün 178 TL. Projeyi anlattıkları sayfaya da Kirazlı’nın kısa vadede gelir getirecek çok önemli ve düşük maliyetli proje olduğunu büyük harflerle yazmışlar. Düşük yatırım ve işletme giderleri nedeniyle de dünyadaki madenler içerisinde en iyi getiri sağlayacak projelerden biri olduğunu da göğüslerini gere gere söylüyorlar. Türkiye’de ağaç kesmenin kolaylığı, hukuku ve halkı dinlememek, suyu altından değersiz görmek şirkete maliyet avantajı sağlıyor anlayacağınız.

Madenciler ülkenin gümüşe altına ihtiyacı var diye kafanızı karıştırmaya çalışabilir. O yüzden şu veriyi de yazının sonuna not düşelim. Türkiye ormanlarını bir mecburiyet, ihtiyaç yüzünden feda etmiyor. Örnek verelim. 2016 yılında 620 ton gümüş ihraç eden Türkiye, 1 gram gümüş ithal etmemiş. Ülkenin gümüşe ihtiyaç olmadığı ihracat fazlası vermesinden anlaşılıyor. Altın’da da politik oyunlar olmadığında durum farklı değil. Zaten çıkarılan altının çok azı teknolojik ürünlerde kullanılıyor, aslan payı ziynet eşyası. Hükümet ülkeyi düşünse, karaçam tohumlarını ziyan etmez, düğünde, sünnette altın takılması yerine hediye çekini yaygınlaştırmak için kampanyalar düzenlerdi. Hem ormanlarımız korunur hem de ekonomi nefes alırdı.

Gelin onlar yapmıyorsa biz yapalım. Bundan böyle geline, bebeğe altın takmayalım. Niyet zaten ekonomik destek. Bankadan, marketten hediye çeki alıp verelim. Çanakkaleliler bu işe öncülük etsin, bir kampanya başlatsın. Gümüşten, altından, pırlantadan, tüm eli kanlı madenlerden kurtulalım.