Aşık Veysel ve ekoloji

Özgür Gürbüz/25 Ekim 2018

Aşık Veysel'i anarken onun doğa sevgisini de iyi okumak gerekir. Veysel aslında dünyadaki ekolojik hareketlere örnek olabilecek bir felsefi düşünceye sahipti. Dünyayı canlı bir varlık kabul eden ve bugün ekolojistlerin sıkça referans aldığı Gaia Teorisi, Veysel'in türkülerinde yıllar önce anlatılmıştır. Kara Toprak şiirinde toprağı, dünyayı nasıl canlı bir varlık gibi kabul ettiğini görebiliriz.

Karnın yardım kazmayınan belinen
Yüzün yırttım tırnağınan elinen
Yine beni karşıladı gülünen
Benim sâdık yârim kara topraktır

İşkence yaptıkça bana gülerdi
Bunda yalan yoktur herkes de gördü
Bir çekirdek verdim dört bostan verdi
Benim sadık yârim kara topraktır

Gaia Teorisi'ne göre dünya, yaşayan bir varlıktır. Bu varlık yaşam koşullarını kontrol eder, kayalar, denizler gibi dünyanın cansız varlıklarıyla da iletişim halindedir. Ben bunu biraz gezegeni tanrılaştırma veya yaratan konumuna getirme gibi de okurum. Buradan bakıldığında da yine Aşık Veysel'in tanrıyı doğayla özdeşleştirerek, doğayı koruma isteğini tanrıya gösterilen sevgi, saygı ve korkuyu da kullanarak hayata geçirmeye çalıştığını düşünüyorum. Toprağı Allah'a yaklaşmak için adres göstermesi, gezegenin kendisinin aslında bizzat yaratana dönüşmesidir. Başka yönlendirmeler olmadığında, tanrı sevgisi duyan bir insanın, yaratan kabul ettiği doğaya zarar vermesinin elbette önüne geçecektir.

Dileğin varsa iste Allah'tan
Almak için uzak gitme topraktan
Cömertlik toprağa verilmiş Hak'tan
Benim sâdık yârim kara topraktır

Hakikat ararsan açık bir nokta
Allah kula yakın kul da Allah'a
Hakkın gizli hazinesi toprakta
Benim sâdık yârim kara topraktır

Burada Aşık Veysel'in Alevi-Bektaşi felsefesinin özünde yatan temel değerleri çok iyi özümsediğini, bu değerlerin de, Gaia Teorisi ve Derin Ekoloji gibi ekolojinin önemli felsefi akımlarıyla birçok alanda kesiştiğini belirtmekte fayda var. Alevi-Bektaşilik bu akımlara doğrudan ilham vermiş, etkileşim içerisine girmiş de olabilir. Bugün genelde batılı kaynaklardan öğrenmeye çalıştığımız ekoloji meselesinin aslında bu topraklarda ciddi bir karşılığı var. Bunu hatırlamak, ekolojiyi bu topraklarda yaşayanlara anlatmayı kolaylaştıracak ve hareketi güçlendirecektir. Atalarımızın öğütlerini neden başka bir dilden çevirip birbirimize anlatıyoruz ki? 


Derin Ekoloji'yi de merak edenler olabilir. Derin ekoloji, insanın doğayı kontrol ederek ondan fayda sağlamasını esas alan modern toplumları eleştirir. Örnek vermek gerekirse, bir bitki türünün insana fayda sağladığı için değil, kendi değeri için korunması gerekir. Aşık Veysel de insan merkezli bakış açısını türkülerinde reddetmiş, doğadaki tüm canlıların eşitliğine sıkça vurgu yapmıştır. Hor Görme Kardeşim adlı türküsünde, eşitliği insan üzerinden anlatsa da, benzetmelerinde "kimi arı çiçek dermiş" diyerek bir önceki satırda insan üzerinden yaptığı benzetmeyi böceklerle devam eder. Aslında böceklerle insanları eş tutmuştur. İnsan merkezliliğin reddi için örnek verilebilir. Şiirindeki beden kelimesinin sözlüklerde de belirtildiği gibi, "tüm canlı varlıkların maddi bölümü" olduğunu da haıtlatalım. "Aynı varlık her bedende" diyerek hem Gaia Teorisi'ne hem de Derin Ekoloji'ye selam göndermiş büyük ozan. Tanrının her canlıda bir parçasının olduğuna inanırsanız ona nasıl zarar verisiniz?

Beni hor görme kardeşim
Sen altınsın ben tunç muyum
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün ben sac mıyım

Ne var ise sende bende
Aynı varlık her bedende
Yarın mezara girende
Sen toksun da ben aç mıyım

Kimi molla kimi derviş
Allah bize neler vermiş
Kimi arı çiçek dermiş
Sen balsın da ben cec miyim

Topraktandır cümle beden
Nefsini öldür ölmeden
Böyle emretmiş yaradan
Sen kalemsin ben uç muyum

Tabiata Veysel aşık
Topraktan olduk kardaşık
Aynı yolcuyuz yoldaşık
Sen yolcusun ben bac mıyım

Örnekler çoğaltılabilir elbette. Yıllar önce Nefes dergisinde Alevi-Bektaşi felsefesinin ekolojiye bakışını incelerken Aşık Veysel'in bu yönünü fark etmiş, birkaç yazı yazmıştım. Bugün biraz aceleyle kaleme aldığım satırlar aslında 25 yıl öncesinden aklımda kalanlar. Dergideki tüm dostlara bu vesileyle bana verdikleri destek, bilgi aktarımı için bir kez daha teşekkür ederim. Türkiye ve dünya için önemli bir hazine Aşık Veysel. Çok daha fazla araştırma yapılması gerekir. 124. doğum gününde saygıyla anıyorum.

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Değerli dostun, yazın çok güzel. Hakikaten Veysel ülkemiz için en ekolojik değerlendirmeleri yapan bir dahi. Leopold'tan çık da günümüze doğa yazınında anlatılan ekolojik ilişkiler ağını bu kadar sade ama özlü anlatabilmek ancak ona ait bir güç olsa gerek. Bu nasıl oldu bilemem ama 1973 yılında ortaya çıkmaya başlayan Naess ve derin ekoloji ta 80'lerde (bildiğim kadar) ancak ilkelerine kavuşabildi ki bu durumda 73 yılında kaybettiğimiz bizim "derin" insan ancak diğerlerine feyz vermiş olmalı. Nasıl? Bilemiyorum. Kesin olan Veysel onlardan öykünmedi; yaşamı, coğrafyası, özel durumu buna izin veremezdi zaten.
Ellerine sağlık, Selamlarımla,
Oğuz