Yolsuzluk ve obezite

Özgür Gürbüz-BirGün/11 Aralık 2017

Merak etmeyin, bu yazı “çok yediler, o yüzden de şiştiler” yazısı değil. Meraklı araştırmacı ve akademisyenlere naçizane bir araştırma önerisi. Gırtlağımıza kadar yolsuzluğa battığımız, Man Adası belgeleri ve Rıza Sarraf’ın açıklamalarıyla iyice ortaya çıktı. Yolsuzlukların Türkiye’de gelir adaletsizliğine, haksız kazanç sağlanmasına, siyasette yalana, dolana ve sonuçta ülkenin talanına yol açtığı ortada. Bu talanın kentteki adı da rant. Dolayısıyla obezite gibi sağlık sorunlarının bile yolsuzlukla, rantla ilgisi var.

Obezite bildiğiniz gibi aşırı kilolu olma durumu değil, daha çok vücutta aşırı yağ birikimiyle ilgili. Batı yaşam tarzının benimsenmesi, enerji alımı artarken enerji harcanmasının azalması ve nihayet kırsaldan kente göç olgusu ile birlikte artan[1] bir hastalık. Eskiden zengin hastalığı sanılırdı ama artık öyle olmadığı biliniyor.

Obezite, Türkiye’de de yükselişte. BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) Avrupa ve Orta Asya’da Gıda Güvenliği ve Beslenme Durumu 2017 raporuna göre Türkiye’de obezite görülme oranı yüzde 29,3. Avrupa ve Orta Asya ülkeleri arasında Malta’dan sonra ikinciyiz. Türkiye’yi yüzde 29,1 ile Birleşik Krallık (İngiltere ve Kuzey İrlanda) izliyor. Orta Asya ve Avrupa içinde obezitenin en düşük olduğu yerler Tacikistan (%10,9), Kırgızistan (%13) ve Özbekistan (14,4). Bu tablo bile tek başına obezitenin, “Batı yaşam tarzı” diye adlandırılan hazır yemekler, kentler, otomobilli yaşam gibi belirgin unsurlarla ilişkisini gösteriyor. Kentte bir yerden bir yere yetişmeye çalışan insanın sağlıklı yemek yapmaya fırsatı olmuyor ve hazır yemekler gündeme geliyor. Yürümek, idman yapacak yeşil alan ve zaman bulmak zorlaşıyor.

TÜİK rakamları farklı olsa da, 2008’de Türkiye’de obezite oranının yüzde 15 olduğunu, 2014’te ise bu oranın yüzde 20’ye çıktığını bize söylüyor[2]. Altı yıldaki artış yüzde 31. Buradan politikacılara da malzeme çıkıyor. Sabah akşam Batı’ya söven AKP hükümeti döneminde, Batı yaşam tarzıyla özdeşleştirilen obezite artmış; işe bak! Peki, bu nasıl olmuş?

Bilimsel çalışmalar obezite artışında yaşam tarzının değişmesinin rol oynadığını söylüyor. Hareketsizlik, hazır yemekler (fast food) ve elektronik aletlere bağımlılık gibi... Türkiye’de son 15-20 yılda değişen yaşam tarzına bakınca obeziteye yol açan bu etkenlerin arttığını görüyoruz. Özellikle büyük kentlerde sokakta çocukların oynayacağı alan kalmadı. Boş zamanlarını alışveriş merkezlerinde (AVM) geçiren aileler, çocuklarını hazır yemek kültürüne altın tepsiyle sunuyor aslında. Tiyatrodan sinemaya her şey AVM’lere tıkıldı. Konsere giden, hamburger yiyip, gömlek alıp eve dönüyor.

Türkiye’de obezitenin en az görüldüğü iller Doğu ve Güneydoğu Anadolu (%20). AVM’si olmayan illerin hemen hemen hepsi bu bölgede. Tesadüf mü? Karadeniz’de alan daha dar olmasına rağmen neredeyse Doğu’daki kadar AVM var. Türkiye’deki 377 AVM’nin 108 tanesi ise İstanbul’da. Sonuç ortada. Marmara ve Karadeniz’de obezite oranı Türkiye ortalamasının da üzerinde (%33). Ege’de ise obezite oranı yüzde 28. İzmir gibi bölgenin en kalabalık ilinde sadece üç tane AVM var. Sağlıklı Ege yemeklerinin etkisi de unutulmamalı. AVM’de vakit geçirenle, sokakta oynayan çocuklarda obezite görülme sıklığı mutlaka araştırılmalı. Ortada şüpheli bir durum var. Çocuklarda obezite görülme oranında yıllara göre artış olduğunu da söyleyelim.

Türkiye’de rant ve yolsuzluğun arasındaki ilişkiyi anlatmaya gerek yok. En kolay para kazanma yolu kentlerdeki değerli arazileri eşe dosta peşkeş çekmek. Dönemin Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’ın, “Gökçek bu yapıya Ankara’yı parsel parsel satmıştır. Zengin işadamlarına okul yaptırmıştır. Yurt yerleri sağlamıştır” sözlerini hatırlayın. Çocuklarımızın sağlığının rant için görmezden gelindiğinin itirafı bu sözler.

Soralım... Ankara’da başta Atatürk Orman Çiftliği olmak üzere çocukların obez olmamasını sağlayacak yeşil alanlar AVM’lere, saraylara kurban edilmedi mi? ODTÜ ormanı otomobillerin gaza bastığı değil, öğrencilerin spor yaptığı bir yeşil alan kalamaz mıydı? İstanbul’da Cevahir Alışveriş Merkezi’nin yerinde dev bir park yapılamaz mıydı? Bahçeşehir Göleti’nin etrafındaki parseller satılmasa çocuklar bisikletleriyle gezse daha sağlıklı olmazlar mıydı?

Sözün kısası, yolsuzlukların sizi ilgilendirmediğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz. O yüzden de çocuklarınızı hasta eden bu zihniyetten hesap sormayı ihmal etmeyin.

[1] Obezite Tanı ve Tedavi Kılavuzu, Türkiye Endokrinoloji ve Metobolizma Derneği, 2014.
[2] Türkiye’deki obezite oranı %31,1 oranında arttı, TÜİK, 8 Ekim 2015.

Hiç yorum yok: