Rüzgar enerjisinin önündeki engeller yavaş yavaş kalkıyor

Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili yasanın hayata geçmesinden sonra lisans başvurularında patlama yaşanmıştı. EPDK'nın lisanslara getirdiği sınırlama gevşetiliyor.

Özgür Gürbüz-Referans Gazetesi / 25 Aralık 2005

Bundan birkaç ay öncesine kadar rüzgar santrali kurmak için yapılan 4000 megavatlık (MW) başvuruların sadece bin 350'sine lisans verilmişti. Enerji piyasası Denetleme Kurulu (EPDK) Başkanı Yusuf Günay, bunun nedenini, Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) plancılarının 1500 MW'lık bir yükü tolere edebileceklerini söylemeleri olarak açıklamıştı. Günay, yılbaşına kadar ülkenin kaldırabileceği rüzgar yükünün ne kadar olduğunu TEİAŞ'tan hesaplamalarını istediklerini de bildirmişti. TEİAŞ'ın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın talep tahminlerine göre yaptığı çalışmada 2013'e kadar 3000 MW'lık bir rüzgar gücünün önü açılmış gözüküyor. TEİAŞ Genel Müdür Yardımcısı Halil Alış, 2007-2020 yıllarında rüzgar enerjisi için her yıl 125 MW'lık yeni kurulu güç öngördüklerini, ama bu rakamların değişebileceğini, rüzgarın payında artış olursa diğer kaynaklarda yapılacak indirimle, yine aynı hedefe ulaşılabileceğini söyledi. Türkiye'nin UCTE'ye (Elektrik İletimi Koordinasyon Birliği) bağlanmak için çalışmalar yürüttüğünü ve 14 ay sonra alınacak sonuçların, sistemin ne kadarlık bir rüzgar gücü kaldıracağı konusunda fikir vereceğini söyleyen Alış, "UCTE içinde de puant saatin yüzde 5'i oranında bir rüzgar gücü düşünülmüş, ama o da çok belli değil" dedi. EPDK'nin yeni lisanslar için TEİAŞ'la görüştüğü, TEİAŞ'ın da buna çok soğuk bakmadığı kulislerde konuşuluyor. Yatırımcı ve bürokratlar, lisans verilen projelerin hayata geçmesi halinde, herşeyin daha da netleşeceği noktasında hemfikirler.

Rüzgar Enerjisi Santralları Yatırımcıları Dernegi (RESYAD)Salahattin Baysal, "125 MW'lık rüzgar enerjisi yeterli değil ama bu konuda bir büyük savaş yapılması taraftarı da değiliz. Öncelikle lisans verilen projeler içinde gerçekleşmeler olmalı. TEİAŞ'a Trakya'da ve Çeşme'de aynı anda rüzgarın kesilmeyeceğini ya da şiddetli rüzgar yüzünden türbinlerin durmasının Çanakkale'den İskenderun'a kadar aynı anda olmayacağını göstermeliyiz" diyor. Baysal, EPDK'nin bakanlıkça hazırlanan projeksiyonu dikkate alarak lisans vermesi gerektiğini belirterek, "Sistemde bir değişiklik olmadığı takdirde 2020'e kadar 3000 megavat rüzgar enerjisinin sisteme bağlanabileceği belirlendi" dedi. Baysal, "Bir ülkenin enerjisinin ne kadarının yerli ne kadarının yabancı, ne kadarının rüzgar ne kadarının hidroelektrik olacağı bir politik iradenin kararıdır; siyasi bir tercihtir. Ben yenilenebilir enerji kaynaklarının uzun dönemde en ucuz kaynaklar olduğu ve dışa bağımlı olmadığı için tercih edileceğini düşünüyorum. Uzun dönemde ne nükleer ne doğalgaz bizden daha ucuz, diğer kaynakların çevresel/sosyal maliyetlerini eklemesek bile" yorumunu yapıyor.

Hiç yorum yok: